Şüphesiz ki kahve, dünya çapında en çok sevilen ve tüketilen içeceklerden biri! Kahvenin faydaları da neredeyse herkesin dikkatini çeken bir konu. Dünyadaki kafein tüketiminin büyük bir bölümünden sorumlu olan kahvenin, pek çok araştırmayla gözlenmiş olan etkileri, çoğunlukla içerdiği kafein adlı uyarıcının direkt ya da dolaylı yoldan etkilediği mekanizmalara dayanıyor.
Kahvenin faydaları nedir diye merak ediyorsan, işte kahvenin faydaları:
Yorgunluk hissini azaltır, dinç kalmanı sağlar
Zaten “Kahvenin yararları nedir?” diye sorulduğunda aklımıza ilk gelen uykuyu kaçırması ve dinçleştirmesi oluyor ve aslında çoğumuz kahveyi bu amaçla tüketiyoruz. Sabahları dinlenmiş bir şekilde uyanırız ve gün içinde vücudumuz, sürekli olarak adenozin isimli bir yan ürün üretir. Adenozin, beyindeki adenozin reseptörlerine bağlanarak sinir sistemimizi uyarır ve yorgunluk, uyuşukluk ve hatta ağrı hissetmemizi sağlar. Adenozin düzeyi arttıkça biz daha da yoruluruz ve sıfırlayıp yeniden dinç olabilmek için uyumamız gerekir. Kafeinin molekül formu adenozine, adenozin reseptörlerinin ayırt edemeyeceği kadar çok benzer ve bu sayede adenozin reseptörlerine bağlanarak onları bloke eder. Reseptörüne bağlanamayan adenozin molekülleri de yorgun hissetmemiz için bize bir uyarı gönderemez.
Peki, bu etkiyi göstermesi için kahveyi ne zaman içtiğimiz önemli mi? Yorgunluğumuzu gidermesi için kahve ne zaman içilmeli? Kafeinin etki etmesi için adenozinden önce reseptörlere bağlanması gerekir. Yani çoktan yorulmuş biri kahve içince dinçleşmez ama yorulmaya başladığını öngören biri kahve ile dinçleşebilir. Zira kafein tüketildikten çok kısa bir süre sonra (yaklaşık 15 dk) kan-beyin bariyerini geçmiş ve beyne ulaşmış olur. Tabii adenozin reseptörlerinin yoğunluğu ve hassasiyeti kişiden kişiye değişmekle birlikte tüketilen kafein düzeyi ve kişideki reseptör miktarı da etkileyici faktörler olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Bunun yanı sıra, uzun vadede düzenli kahve tüketiminin adenozin reseptör sayısını arttırdığına dair görüşler de var. Yani sürekli bir kahve tüketimi bir süre sonra uykuyu kaçırma, ağrıyı geçirme gibi etkiler göstermeyebilir. En çok da kahveyi çok sevenlerden duyduğumuz “Kahve benim uykumu kaçırmıyor” cümlesinin sebebi, maruz kaldıkları yüksek düzeydeki kafeinin adenozin reseptör sayılarını arttırmış olması olabilir.
Fiziksel aktiviteyi destekler
Kahvenin faydalarından birinin de fiziksel aktiviteyi desteklemesi olduğu düşünülüyor ki bu özelliği egzersiz ve spor yapanlar için kahveyi vazgeçilmez kılıyor. Kafeinin reseptörleri baskılaması vasıtasıyla vücutta fiziksel aktivite uyarıcısı olan nörepinefrin ve dopamin hormonlarının düzeyleri artıyor. Bu mekanizmanın nasıl gerçekleştiği tam olarak bilinmese de kafeinin dolaylı bir mekanizmayla enerjiyi arttırıcı bir etkiye sahip olduğu düşünülüyor.
Yağ metabolizmasını uyarır
250 mg kafein alımının, 1 saat içinde, kandaki yağ moleküllerini 2 katına çıkardığı gözlenmiştir. Bunun anlamı, yağ dokusundan serbest yağ asidi salınması ve yağ asitlerinin enerjiye dönüştürülebilir (yakılabilir) hale getirilmesi demektir. Bu yüzden kafeinin yüksek yağlı diyetlerin sebep olacağı obezite ve karaciğer yağlanması problemlerini baskıladığı düşünülmektedir. Kafeinin yağ metabolizmasını arttırıcı etkisi adrenalin üretimini arttırması ve adrenalinin yağ yakımını uyarıcı bir hormon olmasından kaynaklanır. Özellikle soğuk ve açık havada yapılan egzersiz sırasında kafein tüketimi bu etkinin en yüksek görüleceği tüketim şekli olabilir.
Peki, normal bir insanın günlük kahve tüketim dozu bahsettiğimiz bu etkilerin gözlemlenebileceği düzeyde kafein içerir mi? Örneğin Türk kahvesinde ne kadar kafein var, ya da filtre kahvede? Bir fincan Türk kahvesi yaklaşık olarak 60 mg kafein içerirken, normal boyda bir fincan kahve ortalama 150 mg kafein içerir.
Günlük hayatta kafeinin bilinen etkilerinden sadece adenozin reseptörlerini bastırması normal insan tüketiminde gözlenen bir etkidir. Bunun dışındaki etkiler günlük tüketim dozunda gözlenmemiş olup sadece deneysel çalışmalarla ispatlanmıştır. Bu yüzden kahveye bir iksirmiş gibi yaklaşmamız gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Ancak kahve severler olarak sağlıklı olduğunu bildiğimiz bu içeceği, ılımlı dozlarda (günde maksimum 3-4 fincan), gönül rahatlığıyla tüketebiliriz. Juico Kahveli sıvı beslenme içeceğini de tercih edebilirsiniz.
Hep kahvenin faydalarından bahsettik ama kahvenin yan etkileri nelerdir?
Her besin gibi, kahvenin de yüksek dozlarda tüketimi bazı yan etkilere sahiptir. Kahvenin uyanık tutucu ya da derin uykuya dalmayı engelleyici etkileri, yüksek dozlarda tüketildiğinde daha da belirginleşerek uykusuzluğa bağlı anksiyete ve sinirlilik haline sebep olabilir. Kahvenin faydaları bilinse de hiçbir faydası uyku kalitesinden daha önemli değildir. Bu yüzden kahve, ılımlı dozlarda tüketilmelidir.
Kaynaklar:
(Patwardhan RV, Desmond PV, Johnson RF, Dunn GD, Robertson DH, Hoyumpa AM Jr, Schenker S., 1980 )
(Han LK, Takaku T, Li J, Kimura Y, Okuda H., 1999)
(Nehlig A, Daval JL, Debry G., 1992 )
(Fredholm, 1995)
(Taybaş, 2016)
(Fırat Akça, Dicle Aras, Erşan Arslan, 2018)